Şimdi durup geriye baktığımızda görüyoruz ki okulların bittiği cuma akşamından yola çıkıp okulların açılacağı günün evveline kadar kaldığımız, çocukluğumuzun yazlarını tükettiğimiz Tekirdağ’daki yazlık günlerimiz, çocukluk hatıralarımız arasında kendine önemli yer etmiş.
Oradaki anıların lezzeti hala damağımızda, ama tarifleri anlatılır gibi değil. Nereden başlamalı acaba?
Sırt çantalarımızda çıkınlarımız olduğu halde evin sadece birkaç yüz metre ötesindeki tepenin üzerinde piknik yapma maceralarına(!) çıkmamızdan mı, yoksa mısır ve ayçicek tarlaları arasında köpeklerden kaçarak ganimet aşırmalarımızdan mı, ya da emme basma tulumbalardan su içerek soluklanmanın keyfinden mi başlamalı…
Belki de en kolayı evde çekirdek yapımının tarifinden başlamak olacak. Tabii ki öncü kuvvet olarak ufaklıkları ayçiceği tarlasına salmak gerekiyor. Ardından toplanan ay çekirdekleri çatılara konulup güneşte olgunlaşmaya bırakılıyor, özelllikle de hala esmerleşmemiş çekirdekler varsa… Daha sonra çekirdekleri kendi yağlarında kavurmak gerekiyor. Kavurma işleminin sonuna doğru tuzu da ekleyebilirsiniz. Fazla soğumadan ve denizin kenarında çitlemekte fayda var…
Afiyet olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder